MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme yönelik açıklamalarda bulundu. AYM ve Danıştay’ın kararlarına tepki gösteren Bahçeli, “Milletimizin sinir uçlarını tahriş eden, FETÖ’cülerle PKK’lılara alan açan sözü geçen yüksek mahkemelerin, sıra fiyat istikrarını hedef alan fiyat anarşistleriyle ilgili önleyici kararlar almaya geldiğinde üç maymunu oynaması işgüzarlık ve ikiyüzlülüktür” ifadelerini kullandı.
Bahçeli’nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
İŞÇİLERİMİZİN HAYATA DÖNDÜRÜLMESİ GAYEMİZDİR: Erzincan’ın İliç ilçesinde altın üretimi yapılan bir maden sahasında toprağın kaymasıyla bir felaket meydana geldi. Maalesef 9 maden işçimiz toprak altında kaldı. Devletimiz seferber oldu. İşçilerimize ulaşmak amacıyla maden alanına yığılan toprak kütlesinin tahliye ve temizlik işlemi dikkatle sürdürülmektedir. Zaman zaman yeni toprak kaymalarının yaşanıyor olması çalışmaları aksatmaktadır. İşçilerimizin hayata döndürülmesi gayemizdir.
HERKES ETEĞİNDEKİ TAŞI DÖKSÜN DE GÖRELİM: MHP olarak 13 Şubat’tan bu yana sıcak gelişmeleri yakinen takip ediyoruz. 14 Şubat günü TBMM’nin devreye girmesini yerinde bulduk. Kazanın tüm yönleriyle araştırılması ve tedbirlerin belirlemesi amacıyla komisyon kurulmasını isabetli görüyoruz. Bazı yorumcular, sözde çevreciler, rant devşirme peşinde koşan siyasetçileri dikkate alarak, alayının dinlenmesi doğal olacaktır. Herkes eteğindeki taşı döksün de görelim.
KURUM, HEDEF TAHTASI HALİNE GETİRİLİYOR: Altın madeninde var olan ihmaller zincirinin 13 Şubat’taki payını yok saymak mümkün değildir. Adli soruşturmanın sağlıklı sonuçlar vermesi için hazırlanan bilirkişi raporunun aceleye getirmesi tartışmalıdır. Yeni rapor hazırlanması, yeni heyet oluşturulması en makul çözümdür. Sayın Murat Kurum ne hikmetse hedef tahtası haline getirilmiştir. Sayın Kurum’un bakanlık dönemine ilişkin haksız eleştiriler sinsi bir propagandaya işaret etmiştir. Müflis zihniyetler Sayın Kurum’u yıpratmak için harekete geçmiştir. ÇED raporunu veren bakanlık değildir. Sayın Kurum görevini layıkıyla yapmıştır, verilemeyecek bir hesabı olmadığı ortaya çıkmıştır.
CHP İLE DEM İÇ İÇE GEÇTİ: Muhalefet partilerinin Türkiye’nin egemenlik haklarını ve beka mücadelesini hafife alması ve sulandırma çabası ağır yaralı bir siyasetin ifşasından başka bir şey değildir. PKK ile demlenerek bağ kurmak, FETÖ ile bağlantıya geçmek ülkemize yapılabilecek en büyük kötülüktür. CHP, Türk milletiyle sorunludur. CHP’nin yedek kulübesine çekilmesi, ıslah ve terbiye edilmesi milli bir görevdir. Demlenmenin maskesi kent uzlaşması, sandık uzlaşması, Türkiye ittifakı olarak açıklanmaktadır. DEM Parti vesayetçi bir konuma sahip olmuştur. Her seçim çevresinde kokuşmuş, adı konulmamış ittifak ilişkisi, CHP’nin iç yüzünü deşifre etmiştir. CHP ile DEM iç içe geçmiştir. 31 Mart’ta Türkiye’yi devirmeye çalışanlara Türk milleti müsaade etmeyecektir.
FİYAT ANARŞİSTLERİ: Anayasa Mahkemesi ile Danıştay’ın verdiği bazı kararların doğrudan devlet onuruna, milli varlık ve güvenliğimizin ruhuna zarar verdiği açıktır. Sosyal, siyasal ve ekonomik istikrarın güvencesi hukuktur. Milletimizin sinir uçlarını tahriş eden, FETÖ’cülerle PKK’lılara alan açan sözü geçen yüksek mahkemelerin, sıra fiyat istikrarını hedef alan fiyat anarşistleriyle ilgili önleyici kararlar almaya geldiğinde üç maymunu oynaması işgüzarlık ve ikiyüzlülüktür. Ekonomik büyümenin dizginlenmesi, istihdamın geriletilmesi, cari dengenin bozulması için el ovuşturan, fiyat etiketlerini sürekli olarak yukarı yönlü güncelleyen fırsatçıların, azgın fiyat anarşistlerinin ve bunların arkasındaki FETÖ’cülerin hukuken hesabı sorulmadan sosyal ve ekonomik huzur nasıl temin edilecektir? İnsanımızın ekmeğine ve cüzdanına ambargo koyanların yakasından adalet ne zaman tutacaktır?
DANIŞTAY KARARI ÇOK SAKINCALI, HUKUKİ BİR TEMELİ YOK: 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü sonrasında, hain örgütle ilişki ve iltisakı belirlenen yaklaşık 4 bine yakın hakim ve savcı meslekten ihraç edilmişti. FETÖ’cüler diğer alanlarda olduğu gibi, yıllar içinde adalet müessesine de yuvalanmışlardı. Türk hukuk sistemi zehirlenmiş, haksızlık ve hukuksuzluk habis bir ur gibi yayılmıştı. Danıştay 5.Daire’nin FETÖ’den ihraç edilen 387 hakim ve savcıyı tekrar mesleğe iade eden kararı çok tehlikelidir, çok sakıncalıdır, hukuki bir temeli yoktur. Bu dairenin göreve iade kararı verdiği kişiler arasında ankesörlü hatlarla haberleşen, mahrem imamlarla irtibatı olan, ByLock yazışmalarında adı geçen, terör örgütüne bağış yapan, hakkında örgüt üyeliğinden işlem yapılan isimlerin olması nasıl izah edilecektir? Danıştay 5.Daire nereye hizmet etmektedir? Bu karar alınırken 5.Daire üyeleri maklube mi yiyorlar, haşhaşilerin vaazlarını mı dinliyorlardı? FETÖ’cüleri aklamak vatana, millete ve adalete ihanet değil midir? FETÖ’cüleri göreve iade etmek cinayet değil midir? FETÖ’ye merhamet şehitlerimize hakaret değil midir? Danıştay 5.Dairesi adalet ve hukuka göre karar vermemiştir. Allah’tan Hakimler ve Savcılar Kurulu devreye girmiş ve mesleğe iadesi yapılan 387 kişi hakkında yeni bir inceleme başlatmış, aynı zamanda Danıştay İdari Davalar Genel Kurul’una da gerekli itirazlar yapılmıştır.
(HABER MERKEZİ)