Ünü yurt dışına yayılan İstanbul’un meşhur Cuma Pazarı, her yaştan ve gelir düzeyinden insanın akınına uğruyor. Vatandaşın geleneksel AVM’si olarak kabul edilen bu yerde, binlerce çeşit ürünü uygun fiyata bulabilirsiniz. İstanbul’un Fatih semtindeki pazar, aynı zamanda alışveriş kültürümüzü yaşatıyor. Açık havada tüketici ile satıcının bir araya gelip pazarlık yaptığı bu yerlerin kendine özgü bir ekonomisi bulunuyor.

Nice iş insanının çıraklıktan yetişip esnaflığı öğrendiği pazarcılık mesleği, neredeyse yüz binlerce kişinin ekmek kapısı durumunda. Bugün ticaretle uğraşanların önemli bölümünün yolu pazarcılıkla ya da toptancılıkla kesişmiştir. Bir AVM’deki insan hareketliliği ve satış hacminden daha büyük bir potansiyele sahip semt pazarları birçoğumuz için hâlâ önemli bir tutku. Bir şehrin ticari ve kültürel akciğeri.
Eskiye özlem duyan, AVM’lerin soğuk duvarlarından sıkılan, insan arasına karışmak isteyenlerin ziyaret ettiği semt pazarları yabancı seyahat dergilerine de konu olmuş. İstanbul’da Kadıköy, Beşiktaş gibi yerlerde kurulan büyük yerlere sosyete pazarı deniyor. Nedeni ise yüzlerce farklı ve son moda ürünü bu pazarlarda uygun fiyata bulabilmeniz. Orijinalinden ayırt edilemeyen başarılı taklit mallar da burada. Giyimden ayakkabı, ev ürünlerinden antika eşyalara kadar ne arasanız var. Kimi ihraç fazlası, kimi ufak defolu, başarılı taklit kimi de ‘Batan geminin bunlar’ mantığıyla satılıyor. Sebze meyve, şarküteri ürünlerin de en tazesini de bulabilirsiniz.

50 liraya tişört, 100 liraya pantolon, 200 liraya takım elbise Fındıkzade’nin arka sokaklarını süslüyor. Valiz 400, kadın çanta 200, erkek ayakkabı 250, ufak boy parfüm 30, oje 10 ve battaniye 180 liradan başlayan fiyatlarla satılıyor. Alışveriş yapanlarla sohbet ettiğimizde çoğunun semt sakini olduğunu öğreniyoruz. Turistlerin de yoğun ilgi gösterdiği pazarda gençler özellikle sosyal medya için yayın yapıyor. Çoğu pazarcı sokak röportajlarına aşina. Öğle yoğunluğunu ev hanımları oluştururken, akşam iş çıkışı ise sosyete pazarında iğne atsanız yere düşmeyecek bir kalabalık bulabilirsiniz.
Ekonominin en esaslı aktörü Ayşe Teyze’nin mekanıdır pazarlar. Kültürümüzdeki değeri parayla pulla ölçülemez. Sohbetlerimizden anladık ki, insanların orada olma nedeni sadece ekonomik değil. AVM’den ve online alışverişten mahalleye masumane bir ‘geri dönüş’üm. Kısacası, ‘gel vatandaş gel, serbest piyasa burası, sen de gel. Denemesi bedava. Bu arada serbest piyasa demişken. Özlemişiz. Hem de çok.

Öğrendiğimiz tüyolara göre fiyatlar pazar kapanmaya yakın düşerken, en sıkı pazarlığı sabah saatlerinde yapabilirsiniz. Çarşı esnafı ile mahalle halkı arasındaki bağı, enflasyona meydan okuyan sıkı pazarlıklardan anlayabilirsiniz. ‘Gel vatandaş gel’ diye tezgâh üzerinde bağıranlar, sokak simitçileri, heybesiyle mal taşıyanlar ve daha birçok samimi manzarayı semt pazarlarında yaşayabilirsiniz. Bu tarihi alanda, pazarcıların büyük bölümü yıllardır aynı yerde tezgah açıyor.
Pazarcı Emin Akdaş, tekstil ürünlerini Merter’den temin ettiklerini belirterek, “Çoğumuz çıraklıktan esnaflığı öğrendik. Yıllardır kar kış demeden satış yaparız. Devir değişti kredi kartına ve IBAN’a transfer hizmetine bile geçtik. Ama müşterimiz hep aynı. İşin güzel yanı şimdi onların çocuklarına hizmet veriyoruz” diyor. Bunun yanında, antika veya ikinci el ürünleri de bulabilirsiniz. İkinci el satıcıları yine pazarın farklı taraflarında geri dönüşüm ekonomisine katkı veriyor.