Beyin Kontrollü Robotik Uzuvlar Sağlık Alanında Devrim Yaratıyor
Bilim kurgudan gerçeğe dönüşen beyin kontrollü robotik uzuvlar, sağlık ve rehabilitasyon alanında büyük bir ilerleme kaydetti.
Beyin-bilgisayar arayüzleri (BCI) tarafından desteklenen yenilikçi protezler, düşünce gücüyle hareket ederek uzuv kaybı yaşayan bireylerin yaşam kalitesini artırdı.
Felçli hastaların tekrar yürüyebilmesini sağlayan, iletişim kuramayan bireylerin düşünceleriyle cihazları kontrol edebilmesine olanak tanıyan bu teknoloji, bilimsel araştırmalar ve uluslararası uzmanların görüşleriyle desteklenmektedir.
Beyin kontrollü robotik uzuvlar, sinir sinyallerini algılayarak protez kol veya bacak gibi cihazları hareket ettirir. Elektrotlar veya mikroçipler aracılığıyla beyin aktivitelerini kaydeden bu teknoloji, doğal hareketler sağlayabilmektedir.
The Lancet Neurology dergisinde yayımlanan bir araştırma, beyin sinyalleriyle kontrol edilen protez bacakların yürüyüşü daha doğal hale getirerek kullanıcıların yaşam kalitesini artırdığını gösterdi.
Uluslararası alanda bu teknolojiye yönelik yapılan çalışmalar hız kazanmaktadır. İsviçre’deki Ecole Polytechnique Federale de Lausanne (EPFL) araştırmacıları, omurilik yaralanması olan hastalarda beyin sinyalleriyle kontrol edilen dış iskeletler geliştirmiştir.
Nature dergisinde yayımlanan bir çalışma, felçli bireylerin yeniden yürüyebilmesi için umut vadetmektedir.
BCI teknolojilerinin Parkinson ve epilepsi gibi nörolojik bozuklukların yönetiminde semptomları azalttığını ortaya koyan bir araştırma, Fitness ve spor alanlarında bile beyin kontrollü robotik uzuvların dikkat çektiğini göstermektedir.
MIT Media Lab Biyomekatronik Grubu tarafından geliştirilen protez bacaklar, elektrik akımıyla sertleşip yumuşayabilen malzemeler kullanarak koşma ve merdiven çıkma gibi aktivitelerde doğal kas döngülerini taklit edebilme özelliğine sahiptir.
Gelecekte, yapay zeka ve 5G teknolojileriyle birleşerek beyin kontrollü robotik uzuvların daha hızlı ve hassas hale gelmesi beklenmektedir.
Biyoteknoloji ve uyumlu malzemelerin entegrasyonuyla üretilen protezler, çevresel sürdürülebilirlik açısından umut vermektedir.
İngiltere’deki Imperial College London’dan Prof. Dr. Jessamyn Fairfield, “Biyouyumlu malzemeler, protezlerin vücutla daha uyumlu olmasını sağlayarak reddedilme riskini azaltacak” şeklinde konuşmuştur.
