Türkiye son dönemde savunma sanayisinde önemli adımlar atarak, İHA’lar, SİHA’lar, Milli Muharip Uçak KAAN ve MİLGEM gibi projelerle uluslararası arenada dikkatleri üzerine çekti. Bu projeler, dünya gündemine otururken, çeşitli engelleme girişimlerini de başarıyla aştı.
Özellikle Amerika’nın Türkiye’ye Mark 41 dikey fırlatma sistemlerini vermeme çabaları, Milli dikey atım sistemi projesinin temellerini oluşturdu. Midlas projesi Türkiye’nin savaş gemilerinden dikey atış sağlayabilmesine olanak sağlayarak, ABD’nin Mark 41 sistemine muadil milli ve yerli olarak deniz kuvvetlerinde kullanılmaya başlanacak.
ABD ve bazı ortakları, Türkiye’yi NATO ülkesi olarak gördükleri zaman işlerine geldiği gibi davranırken, gerektiğinde üvey evlat muamelesi yaparak savunma sanayisi ürünlerinde ambargonun merkezi haline getirmeye çalıştılar. Ancak bu durum, Türkiye’nin kendi savunma sanayisini geliştirme ve büyük güçlerle rekabet edebilme potansiyelini ortaya çıkardı.
İHA’lar, SİHA’lar, Milli seyir füzeleri ve topçu sistemlerinin yanı sıra, son olarak yerli ve milli savaş gemilerine entegre edilecek milli dikey füze fırlatma sistemi gibi projelerle bu potansiyel pekiştirildi.
Gelinen noktada artık ülkemiz kendi savunma sanayi ihtiyaçlarını kendisi karşılayan, kendi topunu tüfeğini gemisini ve uçağını üreten bir ülke konumunda. Artık rüzgara göre savrulan değil rüzgara yön veren, emin adımlarla ilerleyen bir Türkiye var.
